Çamaşır makinesi yüksekliği ne kadar ?

Sena

New member
“Çamaşır Makinesi Yüksekliği Ne Kadar?” — Bir Evin Sessiz Kahramanının Hikâyesi

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün size teknik gibi görünen ama aslında insanın kalbine dokunan bir hikâye anlatmak istiyorum. Başlığı okuyunca “çamaşır makinesi yüksekliği ne kadar olabilir ki?” diye düşünenleriniz olacaktır, biliyorum. Ama inanın, bazen bir makinenin yüksekliği sadece santimetreyle ölçülmez; sabırla, sevgiyle, bazen de tartışmalarla ölçülür.

Hikâyemizin kahramanları: Ayşe ve Murat.

Onlar bir çift; biri empatik, biri stratejik. Biri hissederek yaşar, diğeri planlayarak. Ve bir gün, evlerinin kalbine, o ünlü beyaz kutu — yani çamaşır makinesi — yerleştirilirken hayatlarının küçük bir sınavına girerler.

---

Bölüm 1: Teslimat Gününün Heyecanı

Ayşe sabah erkenden uyanmıştı. Perdeleri araladı, güneş mutfağın duvarına vurdu. “Bugün geliyor,” dedi kendi kendine, “artık elimde çamaşır sıkmayacağım.”

Murat ise kahvesini almış, ölçü bandıyla ortalığı kolaçan ediyordu.

> “Bak Ayşe,” dedi ciddi bir tonda, “standart çamaşır makineleri 85 santimetre olur. Tezgâhın altına sığacak mı, emin misin?”

> Ayşe gülümsedi.

> “Yahu Murat, illa ölçüyle mi yaşayacağız? Kadınlar hisseder, olur o işler.”

Murat içten içe güldü. Onun için ölçüsüz iş yoktu. Hayatta her şeyin bir formülü, bir planı, bir çizimi olmalıydı.

Ayşe içinse hayat, hislerin geometriyle dans ettiği bir yerdi.

Kapı çaldı, görevli “Yeni makineniz hayırlı olsun,” dediğinde Ayşe’nin gözleri parladı.

Beyaz, pırıl pırıl bir makine, evin ortasında bir taç gibi duruyordu. Ama Murat’ın alnında ilk ter damlası çoktan belirmişti.

> “Ayşe... bu tezgâh 83 santimetre. Makine 85. Sığmaz.”

---

Bölüm 2: 2 Santimetrenin Felsefesi

İşte o anda, forumdaşlar, hikâye teknikten duygusala evrildi.

Ayşe yere çöktü, makineye baktı, elini üzerine koydu.

> “Sen sığarsın,” dedi fısıltıyla, “ben de bu eve sığdım, sen de sığarsın.”

Murat ise metreyi aldı, cetvelle adeta savaşa hazırlanmış bir general gibiydi.

> “Bak şimdi, 2 santim fark var. Ya tezgâhı kestireceğiz ya ayağını kısaltacağız.”

Ayşe gülmeye başladı.

> “Sen de her şeye mühendis gibi bakıyorsun. Belki de o 2 santim hayatın sürprizidir.”

Murat içinden “sürpriz” kelimesinin çamaşır makinesiyle nasıl yan yana geldiğini anlayamadı ama susmayı seçti.

O anda aralarındaki fark, bir ev eşyasının ölçüsünden çok daha büyüktü.

Biri “nasıl çözeriz” diyordu,

diğeri “nasıl hissederiz.”

---

Bölüm 3: Mahalle Teknik Servisi ve Duygusal Analiz

Akşam olunca, Murat telefonuna sarıldı.

> “Teknik servisi arayayım. Ayağını kısaltırlar.”

> Ayşe ise komşusu Nermin’i çağırmıştı.

> “Gel Nermin abla, senin oğlan da mühendis ya, bir bakıversin.”

Nermin içeri girer girmez, Ayşe’ye sarıldı.

> “Kız, yeni makine mi bu? Ay ne güzel parlıyor! Eski makine de meğer ne gürültü yapıyormuş ha!”

Ayşe’nin gözleri doldu. Onun için o gürültü, yılların yorgunluğuydu; sessizliği ise yeni bir sayfa.

Murat bu duygusal tabloyu görünce hafif gülümsedi.

> “Tamam,” dedi, “bu makine bizim evde sessizliği temsil etsin.”

Ve işte o anda fark etti: bazen çözüm, teknik değil duygusal bir ayardır.

Çünkü sevgi, 2 santimlik bir farkı bile görünmez kılar.

---

Bölüm 4: Kurulumun Aşk Hali

Ertesi gün usta geldi.

Bir ölçtü, bir baktı.

> “Abi,” dedi Murat’a, “tezgâhı 1 santim kaldırırız, ayağı 1 santim indiririz. Denk gelir.”

Ayşe’nin gözleri parladı:

> “Görüyor musun Murat? Evren bile bize yardım ediyor!”

Makine yerleştiğinde, sanki evin nefesi değişti.

Su sesi, dönme sesi, hepsi bir ritim gibi.

Ayşe için bu ses, huzurun melodisiydi.

Murat içinse, doğru hesaplanmış bir mühendislik zaferi.

Ama akşam, Ayşe makineyi ilk kez çalıştırırken Murat yanına geldi.

> “Ayşe, biliyor musun?” dedi yumuşak bir sesle.

> “O 85 santimetre sadece yükseklik değilmiş. Bir ilişkiyi taşıma kapasitesiymiş.”

Ayşe gülümsedi, elini makinenin kapağına koydu.

> “Ve o kapasiteye sığmak bazen ölçüyle değil, kalple olurmuş.”

---

Bölüm 5: Forum Tartışması Başlasın

Sevgili forumdaşlar, sizce bu hikâyede kim haklıydı?

- Murat mı, ölçü bandıyla hayatı düzenleyen, her şeyi stratejik hesaplayan taraf mı?

- Yoksa Ayşe mi, her eşyaya bir ruh, her milimetreye bir anlam yükleyen taraf mı?

Ve siz hiç bir eşyaya “hadi, sen de sığarsın” dediniz mi?

Evdeki küçük aksilikler bazen bir tartışma, bazen de bir bağ kurma fırsatı olabilir mi?

Belki de hayatın anlamı gerçekten şu cümlede gizli:

> “Çamaşır makinesi yüksekliği 85 santimetre olabilir ama bir evin sevgisi ölçüsüzdür.”

---

Sonuç: Her Şeyin Bir Yüksekliği Vardır, Sevginin Hariç

O gün Murat öğrendi ki, mühendislik sadece cetvelle değil, sabırla da yapılır.

Ayşe öğrendi ki, hissetmek güzel ama bazen bir ölçü bandı da hayat kurtarır.

İkisi birlikte öğrendi ki, her evin ortasında bir “çamaşır makinesi” gibi sessiz çalışan bir denge vardır.

Kimi zaman taşar, kimi zaman sığmaz ama sonunda hep dönüp durur; tıpkı sevgi gibi.

Makine sessizce dönerken, Ayşe kahvesini yudumladı, Murat gülümsedi.

İçlerinden ikisi de aynı şeyi düşündü:

“İyi ki o 2 santimi tartışmışız… çünkü o fark, bizi yakınlaştırdı.”

Ve işte sevgili forumdaşlar, sizden beklenen şu:

Sizin evinizde “2 santimlik meseleler” neler?

Hangi küçük ayrıntı sizi tartıştırdı ama sonunda gülümsetti?

Belki de cevap, bir çamaşır makinesinin kapağından gelen o tanıdık tık sesindedir — “her şey yerinde.”