Cabbar hangi dilde ?

Duru

New member
**“Cabbar Hangi Dilde?”: Bir Dilin Hikâyesi ve İnsan Doğasının Yansıması**

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere farklı bir bakış açısı sunan bir hikaye anlatacağım. Herkesin üzerinde durduğu bir konu olsa da, bazen gözden kaçırdığımız derinlikleri keşfetmek gerekir. Geçenlerde bir sohbeti dinlerken, dilin insanların hayatlarına nasıl şekil verdiğine dair düşündüm ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Hepimiz bir kelimenin ya da bir dilin, tıpkı bir kültür gibi, hayatımıza ne denli etki ettiğini biliyoruz. Ama “Cabbar” kelimesi ile başlamanın ne kadar ilginç olabileceğini hiç düşündünüz mü?

---

**Bir Kasaba ve Bir Kelime: Cabbar**

Küçük bir kasabada, herkesin “Cabbar”ı bildiği bir zaman dilimi vardı. Cabbar, kasabanın en tanınmış ve en sevilen erkeğiydi. Güçlü yapısı, cesareti ve her zaman çözüm üreten tavırlarıyla biliniyordu. Ama bir gün kasabaya, dilinden başka hiçbir şeye dikkat etmeyen bir yabancı geldi. O yabancı, kasabada duyduğu her kelimeyi, her cümleyi sorgulamaya başlamıştı.

Bir sabah, kasabanın kahvesinde, Cabbar’ı uzun süredir izleyen bu yabancı, sabahın erken saatlerinde ona yaklaşarak sordu:

“Cabbar, hangi dilde konuşuyorsun?”

Cabbar, şaşkınlıkla baksa da sakin bir şekilde cevap verdi:

“Benim dilim, çözüme yöneliktir. Her problemi çözmek için strateji geliştiririm.”

Yabancı biraz daha yaklaştı ve gözlerine derin bir bakışla dedi ki:

“Ama insanlar sadece çözüm aramaz, bazen bir şeyin adı, bir insanın kimliği dahi çözümden daha fazlasıdır. Kullandığın kelimeler, başka bir dünyaya ait olabilir. Acaba sana bir şeyin adı nasıl geliyor?”

Cabbar, bu soruya anlam veremedi ve sessiz kaldı. O an bir diğer figür devreye girdi. Kasabanın en bilge kadını, Elif, gelip aralarına katıldı. Elif, sadece doğayı ve insanları dinler, çözüm değil, empati ile hareket ederdi.

---

**Empati, Bir Kadının Gücü**

Elif, yavaşça gülümsedi ve yabancıya doğru döndü.

“Cabbar’ın dili, bir erkeğin dili olabilir. Ama senin dediğin gibi, bu kelimenin bir anlamı varsa, başka bir anlam taşıyor. Cabbar’ın güçlü olduğunu söyledin, ancak bazen güç, yalnızca başkalarının acılarına duyarsız kalmaktan gelir. Benim dilim ise, insanları anlamakla ilgilidir. Bir kelimenin arkasındaki hikayeyi, insanların hislerini yakalamakla…”

Yabancı, Elif’in sözlerini dikkatle dinledi.

“Peki, senin dilin ne diye tanımlanır?”

Elif, derin bir nefes alarak cevap verdi:

“Benim dilim, insanların iç dünyasına dokunur. Bazen bir gözyaşı, bazen de bir gülüş, çözüm aramaktan daha değerli olabilir. Her şeyin üstesinden gelmeye çalışmak yerine, o anı yaşamak… Bir çözüm sunmak, her zaman gerçeği yansıtmaz.”

Yabancı, bu cevaba bir süre suskun kaldı. Her şeyin çözüm odaklı olması gerektiğini düşünen bir adam olarak, Elif’in yaklaşımı ona yeni bir perspektif sunuyordu. Ancak o hala Cabbar’ın diline dair daha fazla şey öğrenmek istiyordu.

---

**Cabbar’ın Dünyası: Strateji ve Çözüm Arayışı**

Elif’in sözlerinden sonra, Cabbar tekrar söz aldı:

“Benim dünyamda, her şeyin bir çözümü vardır. Kadınlar, insanları anlamaya çalıştıkları gibi, erkekler de her şeyin çözülmesi gerektiğini düşünür. Yaşamın zorlukları, onları stratejik düşünmeye yönlendirir. Bu yüzden kelimelerin gücünü, strateji ve çözümle birleştiriyorum.”

Bir örnek verdi:

“Mesela, kasabada bir yangın çıktı. Herkes paniklemişti. Ama ben, hemen bir plan geliştirdim. Yangının nasıl söndürüleceğine dair bir rota çizdim. Ve yangın söndürüldü.”

Elif, sakin bir şekilde bu açıklamayı dinledi ve sonra ekledi:

“Evet, ama yangın söndürüldü diye, insanlar korku ve kaygı duygularıyla başa çıkmamış oldu. O zaman ne olacak? İnsanlar hala o anı unutamayacaklar.”

---

**Kadın ve Erkek Düşünme Şekillerinin Çatışması**

Hikaye devam ederken, herkes kendi dilinde bir şeyler söylese de, Elif ve Cabbar arasında net bir ayrım vardı. Cabbar, hayatını her zaman çözüm odaklı yaşamıştı. Erkekler, genel olarak, olaylara daha stratejik bakar ve bir sorunla karşılaştığında en hızlı çözümü ararlar. Çözüm her zaman bir çıkış yolu olarak görülür.

Elif ise, çözümden önce durup, insanların ruhuna dokunmayı tercih ederdi. Bir kadın, olayları daha empatik bir bakış açısıyla değerlendirir. Her insanın bir hikayesi vardır ve o hikayenin dinlenmesi gerektiğine inanır.

Hikayenin sonunda, yabancı artık her iki bakış açısını da anlamıştı. Cabbar’ın stratejik yaklaşımı kasaba için önemli olsa da, Elif’in empatik yaklaşımı da insanları birbirine yakınlaştırıyordu. İkisi de kendi dillerinde doğru olsalar da, her ikisinin de birbirine ihtiyacı vardı.

---

**Sonuç: Bir Dilin Anlamı**

“Cabbar hangi dilde?” sorusunun cevabı basitti. Cabbar’ın dili, çözüm odaklı ve stratejik bir dilken, Elif’in dili, empatik ve ilişkisel bir yaklaşımdı. İki dil de, farklı bakış açıları sunuyor, ancak her ikisi de bir araya geldiğinde güçlü bir anlam kazanıyordu.

Kasabada bu konuşmadan sonra, insanlar birbirlerinin bakış açılarını anlamaya başlamıştı. Herkes kendi dilinde konuşuyordu, ama artık birbirlerinin kelimelerine daha dikkatle kulak veriyor, hem çözüm arıyor hem de ilişkileri güçlendiriyorlardı.

---

Hikayenin sonunda, dilin sadece kelimelerden ibaret olmadığını fark etmiş olduk. Dil, bir insanın dünyaya nasıl baktığını, sorunlara nasıl yaklaşacağını ve en önemlisi başkalarıyla nasıl bağ kuracağını belirler.